Devletin kişilerin kendiliğinden hak almayı yasaklaması ve hukuk devleti olmanın gereği olarak kişilerin devletten haklarının korunmasını veya kaybedilmiş ise kazanılmasını talep etme hakları bulunmaktadır. Cebr-i icra hukuku/takip hukuku isimlerini de almakta olup maddi hukuktan kaynaklanan taleplerin devletin gücü ile fiilen yerine getirilmesini sağlayan karma nitelikte bir hukuk dalıdır. İcra hukuku ve İflas hukuku ise takip hukuku içerisinde yer alan alt dallardandır. Takip hukuku ile talebi bulunan bir kişinin talepte bulunmuş olduğu ve maddi hukuktan kaynaklanan bu talebin elde edilmesini gerçekleştirir. Bu talep, alacak ve borç anlamındadır.
Takip işlemleri taraf takip işlemi ve icra takip işlemi olarak ikiye ayrılmaktadır. Taraf takip işlemi ile kastedilen, tarafların gerçekleştirdiği işlemler olup genellikle takibe yön veren işlemlerdir. İcra takip işlemleri ise kural olarak icra organları tarafından borçlu şahsa karşı gerçekleştirilen işlemlerdir. İcra organları tarafından gerçekleştirilmesi, borçluya karşı gerçekleştirilmesi ve cebri icranın ilerlemesini sağlayacak nitelikte yapılması icra takip işlemlerinin unsurlarıdır. Cebri icra genel hatları itibariyle ikiye ayrılmakta, bu başlıklar da kendi içerisinde ayrıma tabi tutulmaktadır:
Borçlu şahsın karşısında bir veya birkaç alacaklı yer alır ve borçlunun malvarlığı içerisinde kalan taşınır veya taşınmazlar ile cebri icra amcanın gerçekleştirilmesi sağlanır. Bu durumda alacaklı tarafından borçluya karşı bir takip başlatılır, takibin kesinleşmesinin ardından borçlunun söz konusu alacak miktarına yeter miktardaki malı haczedilir, bu mallar satılır ve alacaklı kişinin alacağı ödenir.
İflas takibi ile borçluya ait olan bütün menkuller satılır ve satıştan elde edilen para ile borçlunun bilinen bütün alacaklarına karşı ödeme gerçekleştirilir. Eğer borçlunun bütün menkul mallarının satışından elde edilen para ile alacaklıların tamamının alacağı karşılanamazsa, elde edilen para alacaklılar arasında garameten yani oranlarına bağlı olarak paylaştırılır.
Cebri icra hukukuna hâkim olan ilkeler ise şu şekildedir:
Kanunumuzda İcra ve İflas Hukuku ile borçlu tarafından borcun ödenmemesi halinde hapis cezasına hükmedilmemiştir. Hapis cezasının bulunmaması, icra ve iflas hukuku bakımından hiçbir yaptırımın uygulanmayacağı anlamına gelmeyecek olup icra ve iflas hukuku kapsamına giren hukuki bir konu ile gerekli işlemler yapılarak sağlıklı bir süreç yürütülebilecektir.